.
  KUTSAL YERLER
 

ABDAL MUSA DERGAHI


Antalya’nın Elmalı ilçesi Tekke köyünde bulunan Abdal Musa Dergahı da Anadolu Alevilerinin en kutsal yerlerindendir. Bu tekkede Hacı Bektaş soyundan ve Hacı Bektaş’a bağlı olan Abdal Musa Sultan yatmaktadır.


XIV. yüzyılın başında yaşadığı söylenen bu Türk ereni de Horasan erenlerindendir. Bursa’nın fethinde bulunduğu ve meşhur Geyikli Baba ile karşılıklı kerametler gösterdiği rivayet ediliyor. Müritleri arasında Kaygusuz Abdal bulunur. Rivayete göre, geyik biçimine girerek Kaygusuz‘u peşine takan ve onu mürıtlerı arasına alan Abdal Musa’ya, Kaygusuz’un babası Alanya Bey’i öfkelenmiş, onu ateşte yakmak istemiş ama Abdal Musa müritleri ile beraber hiç korkmadan içine atlayıp ateşi söndürmüş. Elmalı’nın güneyinde adına bir zaviye kurulmuş ve bu zaviye Alevilerin önemli merkezlerinden biri olmuştur.


Anadolu’da yürütülen cem törenlerinin sistemli olarak ilkin Abdal Musa Dergahı’nda yapıldığı ileri sürülebilir. Çünkü cemin bir türü Abdal Musa Cemi diye bilinmektedir.




AKBABA DERGAHI


Beykoz'un Akbaba köyündedir. Akbaba lakaplı Şeyh Mehmet Efendi İstanbul’un fethine katılanlardandır. Akbaba Bektaşi Dergahı Cami ile birlikte Canfeda Hatunun Vakfı kapsamına alınır.


Bu Bektaşi Dergahı 1826 da II. Mahmut’un fermanı mucibince Bektaşilere kapatılarak Nakşibendilere verilir. O tarihten 1925 yılında tekkeler kapatılıncaya kadar Nakşi Dergahı olarak devam eder.




DAVER BABA TEKKESİ


Kartal Başıbüyük semtindedir. Orhan Gazi zamanında buraya gelen Ahilerin kurduğu bu tekke sonradan Bektaşi Tekkesine dönüşmüş, 1826’dan sonra ise Nakşibendi Tekkesi olmuştur.




DURMUŞ DEDE DERGAHI


Bebek ile Rumeli Hisarı arasında Kayalar Mescidi’nin Rumelihisarı tarafında yer alan bu dergahtan eser kalmamıştır.


F. W. Hasluck, dergahın önceden Bektaşi olduğunu söylemektedir. Rumelihisarı Durmuş Dede; I. Sultan Ahmet’in saltanatı döneminde vefat etmiş olup, Hisar Burnunda gömülen, bir gemici azizi olan Durmuş Dede’nin tekkesidir. Tekke şimdilerde Halvetilerin elindedir. Bu zaviyenin Bektaşi olduğuna dair Hasluck’un eseri dışında bilgi veren herhangi bir kaynak mevcut değildir.




EMİN BABA DERGAHI


Edirnekapı surdışı, Fethi Çelebi Mahallesi, Savaklar Caddesi, 113 ada, 3 parsel Abdullaziz’in annesi Pertevniyal Valide Sultan Vakfı’na bağlı. Abdulaziz’in 1867 de yurtdışına meşhur bir seyahati var. Annesi merak ediyor! İlk defa bir padişah yurt-dışına gidiyor. Ve bir türlü gelmiyor! “Kaç ay sürdü, ne oldu?” filan derken, saraydaki hanımlar demişler ki; “Bir derviş var, Emin Baba. O’na soralım o bilir. ” Tabi “kıyl ü kal” olmasın diye, tebdili kıyafet gidiliyor. Emin Baba “şu gün dönecek” diyor ve hakikaten o gün dönüyor! O zaman işte Valide Sultan onun ermiş bir kişi olduğunu anlıyor ve güzel bir tekke yaptırıyor. (1284/1867 yılında) Daha önce fakir bir kulübede yaşarmış Emin Baba.



ERDİ BABA TEKKESİ


Davutpaşa Mah. , Hekimoğlu Ali Paşa Cad. , 1159 ada 5 parsel ve 1816 ada 22 parsel dahil.


Bu Dergah, Erdik Baba, Ördek Baba, Erdek Baba, Örük Baba adlarıylada anılmaktadır. Dergahın kurucusunun Şeyh Zeynel Abidin olduğu sanılmaktadır. 1199/1784 tarihli Mecmua-i Te-kaya defterinde dergah adı “Davutpaşa Örük Baba Tekkesi” olarak geçmekte ve tekke şeyhinin Zeynel Abidin olduğu belirtilmektedir.


Önceleri, Bektaşi tekkesi olduğu kaydedilen dergah sonradan Nakşi, en sonunda da Kadiri olmuştur. Nitekim 1307/1890 tarihli “Mecmua-i Tekaya” da Kadiri olup şeyhinin Agah Efendi olduğu kaydedilmektedir.




HACIBEKTAŞ


Hacıbektaş ilçesi Alevilerin en kutsal mekanlarındandır. Çünkü, Anadolu evliyalarının en ulusu sayılan Alevilerin ve Bektaşilerin “büyük pir” dedikleri Hacı Bektaş-ı Veli burada yatmaktadır.


Hacı Bektaş-ı Veli, 1209-1271 yıllarında yaşayan, Anadolu’ya Horasan’dan gelmiş bilge ve halk önderidir. Anadolu’da Aleviliği yerel özelliklere uyduran ve örgütleyen en önemli kişilerden başta gelenidir. Kendisi eski adı Suluca Karahöyük olan bugünkü Hacıbektaş ilçesine yerleşmiş ve burada bir okul yaratmıştır. Türbesi çevresinde bir dergah oluşmuştur.


Alevi-Bektaşi kesiminin ziyaret yeri olan Hacıbektaş’taki bu kutsal mekan bugün müze halindedir. Türk kültürünün en özgün örneklerinin saklandığı Hacı Bektaş Dergahı üç avludan oluşur. Dergahın içine Yeniçeri ocağını kaldıran II. Mahmut tarafından zorla bir mescit de yaptırılmıştır. Hacı Bektaş Dergahı, bugün tüm Türkiye Alevilerinin baş merkezi haline gelmiştir. Burada Ağustos ayının ortasında yapılan 3 günlük tören ile Alevilik tüm dünyaya tanıtılmaktadır.



HAMZA BABA DERGAHI


İzmir Kemalpaşa'da bulunan bu dergahın kurucusu Hacı Bektaş-ı Veli müritlerinden Hamza Baba’dır.



HASAN DEDE TÜRBESİ


Ankara’ya bağlı Hasan Dede Kasabası’nda yatan XVI. yy. Alevi büyüğü ve ozanı Hasan Dede için kendi adıyla anılan kasabada yatır oluşturulmuştur. Alevilerin ziyaret yerlerinin önemlilerinden olan bu yatır, ne yazık ki yeterince bakımlı değildir.




HIDIR ABDAL SULTAN


Ocak köyü(Kemaliye/Erzincan), XIII. yy. da Hz. Muhammed soyundan gelen seyyitlere tanınan “Yeşil sarık sarma” hakkına sahip Hıdır Abdal Sultan’ın zaviyesi etrafında, söylenceye göre; 12 hane ile kurulmuştur. Çeşitli devirlerdeki Osmanlı kayıtlarından ve padişah fermanlarından elde edilen bilgiye göre Hıdır Abdal Sultan’ın ceddi Hz. Hüseyin’in oğlu Zeynel Abidin’dir.


Ocak köyü Osmanlı devrinde gelip geçene yemek veren bir vakıf niteliğindeydi. Hıdır Abdal Sultan, Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli dervişlerinden olup, tarikat törelerine göre “Düş künler ocağı” mürşidi, Üsküdar’da türbesi olan, babası hekim Karaca Ahmet Sultan’dan el aldığı için o devre göre ruh doktoru idi. Tıp doktorlarının iyi edemediği sinir ve ruh hastalıklarını kendi telkin yöntemi ile iyileştirmesi ile ün kazanmıştır.


Bu ün, daha da ulvileşerek Hakk’a yürümesinden bu güne kadar süre gelmiştir. Her yıl Ağustosun ilk pazarında Kültür etkinlikleri yapılmaktadır.




ISTIRANCA DERGAHI


Yada Ağlamış Baba tekkesi. Belgrad Ormanları üzerinde, Ekrem Işın’a göre, Beyaz badanalı Ağlamış Baba türbesi halen mevcut, yeniçerilerin ortadan kaldırılışı sırasında en büyük yeniçeri kıyımı bu dergah civarında yapılmış.




KARACAAHMET SULTAN YATIRI


İstanbul’da ki iki büyük dergahtan biridir.


Karacaahmet adlı birçok Alevi büyüğü vardır. En ünlüleri ise Hacı Bektaş-ı Veli’nin ardası olan gözcü Karacaahmet’tir. Bugün İstanbul Üsküdar’da Karacaahmet Sultan yatırı çevresinde bir mezarlık oluşmuştur. Karacaahmet Sultan da tüm Anadolu Aleviliğinin bildiği kutlulardandır.





KARYAĞDI BABA (HAFIZ BABA) DERGAHI


Tekke Eyüp sırtlarında, İdris Köşkü mevkiinde (Piyer Loti’ye yakın) Karyağdı Sokağı ile Ballı Baba dergahının (birleştiği yerde olup, etrafı duvarlarla çevrilmiştir.


Karyağdı Baba tekkesinin, Horasan erenlerinden olup, İstanbul’un fethinde bulunduğu rivayet edilen Karyağdı Baba lakaplı Es-Seyyid Mehmet Ali Baba’dır. Karyağdı Baba’nın kabri tekke haziresinde olup, etrafı parmaklıklı ve baş tarafındaki Şahide Elifi sikkeli, kalın ve silindiriktir.


Kitabe şudur: Kutbu’l-arifin Gavsu’l Vasilin / Hazret-i Karyağdı Es-Seyyid / Muhammed Ali Kuddise sirruhu kitabede tarihi rakamı yazılmamıştır. Şeyh Es-Seyyid Mehmet Ali’ye “Karyağdı Baba” denmesinin nedeni, menkıbesine göre, çok sıcak bir yaz mevsiminde Ali Baba’dan bir keramet arz etmişler. O da yaz mevsiminde kar yağdırmış. O andan itibaren “Karyağdırdı Baba” diye anılmış ve bu da sonra “Karyağdı Baba”ya dönüşmüş.


Bugün bu tekke binasının bir bölümü yanmış olup diğer bir bölümü de yıkılmıştır. Sema hanenin sadece üç duvarı ve ocağı kalmıştır. Yanında da tek katlı bir ahşap ev mevcuttur.





KOLUAÇIK HACEM SULTAN


Hazreti Pir’in üçüncü ulu halifesidir. Birlikte Horasan’dan Anadolu’ya geldikleri söylenir. Uşak ilinde, Susuz’da gömülü olduğu bilinir.


Hz. Pir’in verdiği “Batın kılıç=tahta kılıç” ile terbiye edici olarak görevlendirilmiştir. Doğru yolda gitmeyenlerin terbiyecisi olmuş. Çok kuvvetli er, gerçek sever, cam gözü açık, manevi basamakları atlayıp yükselmiş ünlü bir derviş payesine erişmiş. Kolu Açık Hacem Sultan, Pir’in kendisine sunduğu tahta kılıcın kesip kesmediğini denemek için, huzurdan çıkınca, o sırada sakanın mutfağa su taşıdığı katırın sırtına indirir. Katır iki parçaya bölünür. Olayı Hünkar’a duyururlar. Hemen etkisini gösterir ve Hacem Sultan’ın kolları tutulur. Yaptığı işi anlar ama iş işten geçmiştir. Öteki halifeler Hz. Pir’den himmet dilerler. “onun kusuruna kalmayın” diye yalvarırlar. Pir bağışlayıcıdır, dileği kabul eder. “Kolu açık olsun” buyurur ve kolları açılır. Bu olaydan sonra da Hacem Sultan’a “Kolu Açık Hacem Sultan” adı verilir.




NURİ BABA DERGAHI


Bu türbe Kısıklı’da Kısıklı caddesi, Nur Baba Sokağı’nda bulunmaktaydı. Tekkesi ve mescidi bugün yıkılmıştır.


Nuri Baba’nın Dergah Postnişini olan meşhur Nuri Baba olduğu kaydedilmektedir. Nuri Baba ölünce yerine Tevfik Baba sonra da Nuri Baba’nın oğlu Ali Nutki Baba geçmiştir. Nuri Baba ve oğlu Ali Nutki Baba’nın mezarları Karacaahmet’tedir.


Bazı kaynaklarda Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Bektaşilik aleyhindeki “Nur Baba” romanını bu dergahtan mülhem olarak yazdığı kaydedilmektedir.




ŞAHKULU SULTAN DERGAHI


İstanbul’daki en büyük iki Alevi-Bektaşi dergahından birisi Şahkulu Sultan dergahıdır. Bu dergah İstanbul Göztepe’de Merdivenköy bölgesindedir.


Kuruluşu II. Osmanlı padişahı Orhan dönemine değin gider. Orhan babası gibi Alevileri, Alp Erenler adı altında örgütlemiş ve uçlara yollayarak onlar aracılığıyla Bizans topraklarını ele geçirmiştir. Alp Erenlerin Ahilik adı altında fütüvvet (yiğitlik) örgütü içinde yer aldıkları bir gerçektir. Orhan zamanında Merdivenköy bölgesi Bizanslılardan alınmış, buraya bir Ahi tekkesi kurulmuştu. Aleviliğin esnaf teşkilatı içinde bir kolu olan Ahilik, uzun yıllar İslam dinini yaymak için savaşçı yetiştiren bir kurum olmuştur. Merdivenköy’de ki bu tekke de başlangıçta Ahiler için kurulmuş ve Ahi Hasan tarafından canlandırılmış ama daha sonra gelen Şahkulu Sultan burayı gerçek bir bilgi merkezi ve okul durumuna getirdiği için ve kendi kabri de burada bulunduğundan bu yere Şahkulu Sultan Tekkesi denmiştir. Karacaahmet Sultan gibi Bizans çevresinde şehit düşen Alevi ulularından olan Şahkulu Sultan’a ait tekke, özellikle 1826’daki Alevi-Bektaşi katliamından sonra kapatılmış daha sonra tekrar açılmış ama bakımsızlıktan yıkılmaya bırakılmıştı.


Bu dergahı onarmak için Aleviler İstanbul’da dernek kurarak Şahkulu Sultan Dergahı’nı yeniden canlandırdılar. Canlandırma çalışmaları artarak sürmektedir.




SARI İSMAİL SULTAN


Hazreti Pir’in ikinci halifesi Sarı İsmail Sultan’dı. Hünkar’ın ibrikdarı görevini yapıyordu. Hz. Pir dergahtan başka bir yere gittiği zaman, Sarı İsmail Sultan’ı birlikte götürürdü.


Hz. Pir bir gün: “İsmail’im der, biz ahirete göçünce buradan çıkar, elindeki asanı atarsın. Elindeki asanın düştüğü yeri sana yurt verdik... ” diye nasihatte bulunur. Sarı İsmail Sultan, bu emre uydu ve Hünkar’ın Hakk’a yürüyüşünden sonra asasını attı. Asa, Menteşe ilinde (Aydın) bir kilise kulesini deldi. Aşağı indi ve İncil okumakta olan bir keşişin kafasına dokundu. Keşiş, Sarı İsmail Sultan’a itibar gösterdi. Bu kilise yıkılarak yerine büyük bir tekke yapıldı. Sarı İsmail Sultan’da orada yerleşip kaldı.




SEYİT BATTAL GAZİ DERGAHI


Bu dergah alan olarak Türkiye’deki en büyük hacme sahip Alevi dergahıdır.


Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde bulunan Battal Gazi Dergahı Alevilerin ulu bildikleri ve Ehlibeyt soyundan saydıkları Seyit Battal Gazi’nin (675 – 740) yatırının bulunduğu yerde 1208 dolaylarında kurulmuştur. Bu dergah yüzyıllardır işlemektedir.





SEYİT SULTAN ŞÜCAATTİN VELİ


Seyit Sultan Şücaattin Veli, 8. İmam Rıza soyundan olup dünyaya gelmiş dört veliden birisidir. Bunlar Hacı Bektaşi Veli, Hacı Bayram Veli, Seyit Sultan Şücaattin Veli ve Şeyh Şehabettin Veli hazretleridir.


Seyit Sultan Şücaattin Veli 14. asrın ikinci yarısı ile, 15. yüzyılın 1. yarısında yaşamıştır. Şücaattin Veli, İran’da Horasan eyaletinden yola çıkmış Isparta, Afyon ve son olarak da Seyitgazi’nin Şücaattin köyüne yerleşmiştir. Kalenderi şeyhidir. Müritleri Uryan Şücailer diye tanınan bu Velinin Gazilerle yakınlığı bulunduğu ve zaman zaman fetihlere, savaşlara katıldığı anlaşılmıştır.


Her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü veya tarihi saptanarak bildirilen tarihte Şücaattin Veli anma günü ve şenlikleri yapılmakta olup, Türkiye’nin her yerinden ziyaretçiler gelmektedir.





VELİ BABA SULTAN YATIRI


Isparta’nın Senirkent ilçesinin Uluğbey Kasabası’nda XVII. Yüzyıl Alevi büyüklerinden Veli Baba Sultan’ın yatırı vardır. Burası da bölgenin önemli ziyaret yerlerinden biridir.

Araştırmacı-Yazar Müfid YÜKSEL, Rıza Zelyut Kitapları, Cem Dergisi 1997/71




YARIMCA DEDE(BABA) BEKTAŞİ DERGAHI


Diğer adıyla Öküz Limanı (veya Paşalimanı) dergahı. Dergah Üsküdar Kuzguncuk yolu üzerinde(Paşalimanı Cd.) Hüseyin Avni Paşa Çeşmesinin (1291-1874) üst tarafında yer alırdı. Üsküdar iskelesinden sonra başlayan çıkıntının bulunduğu bu yere Öküz Limanı denmesinin nedeni Yunan Efsanesine (Mithology) göre - iyo- denilen inek, denizi tam buradan geçmiş. Yunan mitolojisindeki inek sonra bazı kaynaklarda öküze dönüşmüş ve buraya Öküz Limanı denilmiştir. Paşa Limanı denilmesinin nedeni ise, burada ünlü bir Osmanlı Paşasının yalısının yer aldığı içindir.


Yarımca Baba dergahından ilkin Evliya Çelebi Seyahatnamesinde söz edilmektedir:“Tekye-i Hacı Bektaş-ı Veli, Kaya Sultan yalısı dibinde Öküz Limanında bir küçük asitane-i dervişandır. ” 1826 da Bektaşiliğin yasaklanması tekke ve zaviyelerin ellerinden alınıp önemli bir bölümünün yıktırılması, bir kısım Bektaşi Baba ve dervişlerinin idamı ve diğer bir bölümünde sürgüne, zorunlu ikamete tabi tutulması sırasında Öküz Limanındaki Yarımca Dede dergahı da yıktırılır ve dergah postnişini Ahmet Baba, Kazlıçeşme dergahı postnişini Hüseyin Baba ile birlikte Hadim’e (Konya’nın ilçesi) sürgün edilip, zorunlu ikamete tabi tutulur.




 


 

 
  Bugün 1 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!  
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol